1. ve 2. bölümlere sol taraftaki Mart ayı arşivinin altından ulaşabilirsiniz.
Gecelerce süren
konuşmaların, dertleşmelerin, tanımadığı bir adamdan akan sözlerin Aslı’ya bu
kadar iyi gelebileceğini kim bilebilirdi. Yüzü daha çok gülen, daha neşeli,
içindeki eksik taraf doldurulmuş bir kadın oluvermişti birden. Mahir’le
İstanbul’un sayısız mekanlarında gezip de geceyi birbirlerinin kollarında
geçirmedikleri zamanlar, Aslı telefonun başında bekler olmuştu. Çünkü sanki
Rahmi ile aralarında bir telepati vardı. Eve geldiğinde, daha doğrusu eve yanlız
gelip de konuşmak için uygun durumda oldugunda, Rahmi sanki kokusunu alıyor ve
hemen telefon çalıyordu. Aslı da günlük duygusal ihtiyacını karşılamak üzere
garip duygular hissetttiği, neredeyse bağımlısı olduğu ama hiç karşılaşmadığı
bu adamın sesine hasret, ahizeyi heyecanla kaldırıyordu.
Yüz yüze görüşmek
ikisinin de akıllarından geçmiyordu. Rahmi sanki Aslı’yı uzun zamandır tanıyor,
her gününü O’nunla birlikte geçiyor gibi hissediyordu..Gerçekten Aslı’yı
karşısında görmek aklından mi geçmiyordu yoksa çekingenliği ya da büyüyü bozmak
istemeyişi miydi Rahmi’yi alıkoyan bilemiyorum.
Aslı’nın durumu daha farklıydı.
O Mahir’i Rahmi ile Rahmi’yi de Mahir ile bütünlemişti. Birinde olmayanı
diğerininkiyle tamamlamıştı, 2 ayrı adama aşıktı ama aşkının cismi Rahmi’den
akanlarla bütünlediği Mahir’di. Mahir’in kendine güveni, siyah perçemlerinin
altındaki delici bakışları, O’nun dokunuşları idi; şimdi bütün bunlar Rahmi’nin
doldurdugu duygusal boşluğun üzerine oturtulduğunda eskisinden çok daha yoğun, dolu
ve baştan çıkarıcı hale dönüşüyordu.
Her telefon
konuşmalarında birbirlerine daha çok detay verir olmuşlardı. Aslı Rahmi
hakkında neredeyse herşeyi biliyor, çocukluğundan bugüne başından geçen her
detayı yüreğinde saklıyordu. Oysa Mahir O’na hiç böylesine açılmaz, sorduğunda
ise geçiştirirdi. Ailesi ile bile tanışmamıştı Mahir’in, ancak nişanlandıktan
sonra alakasız bir zamanda Mahir ailesinin bir yangında öldüğünü kardeşinden
başka kimsesi olmadığını kardeşinin ise Avustralya’da yaşadığını, aralarının
pek iyi olmadığını söylemişti. Aslı da bir daha Mahir’e ailesi hakkında hiç
soru sormadı, Mahir de bir daha konuyu açmadı.
Aylarca 2 adama aynı
anda tek bir aşk’la aşık olan Aslı ve 2 adamın aynı anda farklı aşklarla
sevdiği Aslı; Mahir’in kolları ve Rahmi’nin sözleri arasında mutluluğun
doruklarına ulaştı. Fakat bir yandan da zaman geçiyor, düğün hazırlıkları son
hızla devam ediyordu. Yakında Mahir ile evlenecek ve aylardır her detayıyla
şahsen ilgilendiği rüyalarının evinde birlikte yaşamaya başlayacaklardı. Bu da
Rahmi ile konuşamayacak demekti, hüzünlendi birden, sonra düşüncelere daldı.
Buna bir son vermenin zamanı gelmemiş miydi ama nasıl? Hem kendi son vermek
istemiyor hem de Rahmi’nin ilk konuşmaya başladıkları akşamki durumuna geri
dönebileceği düşüncesinden için için korkuyordu. Yine Mahir’in iş yemeğinde
olduğu akşamlardan birinde bu düşüncelerle eve geldi. Her zamanki gibi sıcak
bir duşun altında ve şarap rengi bornozun içinde geçirilen dinlendirici dakikalardan
sonra bu sefer normalde konuştuklarından daha erken bir saatte Rahmi’nin
aramasını beklemeden ahizeyi kaldırdı Aslı. Karşıdan gelen “Buyrun” sesi
karşısında birden donakaldı, yanlışlıkla Mahir’in ev numarasını mı çevirmişti,
Mahir neden evdeydi iş yemeğinde olmalıydı, O’na yalan mı söylemişti diye
düşünürken karşıdan Rahmi’nin sesi konuşmaya devam etti. Yine o minik Anadolu
aksanında ezilen kelimeleri duyuluyordu, Aslı’ya telefonu çalınca şaşırdığını,
genelde arayanın hep kendisi olduğunu ama bu sefer Aslı aradığı için çok memnun
olduğunu anlatıyordu...Bir rahatlama hissetti Aslı... Telefonu “buyrun”
kelimesiyle açan tanıdığı tek insan Mahir’di ve birden parmaklarının
otomatikleşip Mahir’in numarasını çevirdiğini düşünmüş, nişanlısını bir yalanın
içinde yakalamış olmaktan yıkılmıştı ki karşısındakinin Rahmi olduğunu
anlayınca derin bir soluk aldı, yanılmıştı ve sevdiği 2 erkek de telefonu “Buyrun”
diyerek açıyordu...
Alev Keskin
-->
Selam Alev En son romanını lise yıllarında okuyan beni roman meraklısı yapacaksın tehlike büyük:) Bu bölümün özeti bence " Mahir’in kolları ve Rahmi’nin sözleri arasında mutluluğun doruklarına ulaştı." cümlesinde saklı daha önce de söylediğim gibi hayat boşluk kabul etmiyor ya da bırakılan boşluklar hüzün oluyor burada anahtar soru bence şu insan boşlukları doldurmakla mı uğraşmalı olduğu gibi kabul etmeli bunun cevabını bilemiyorum. Ayrıca bu mini romanda sürprizler var gibi takibe devam :)@trndmrz
YanıtlaSildevam devam...sonunda aaaa dedirtmeyi umuyorum:)Bu arada ne mutlu bana son romanını lise yıllarında okuduysan ve tehlike benden geliyorsa onur duydum:)))teşekkürler
SilAlev'cim yoksa Mahir ile Rahmi kardeş mi??? G.S.
YanıtlaSilşimdi sorunuzu cevaplayamam Gülden hnm.:)) sonuna az kaldı, bundan sonraki parçaları daha uzun koyup çok sıkmadan ve uzatmadan 3 günde bitmesini planlıyorum.
Sil